Dünya Aralık 2019 yılından itibaren büyük bir sınav veriyor. Tüm dünyaya hakim olduğunu zanneden insanoğlu, küçücük bir virüse karşı çaresizlik yaşıyor.Anlıyor ki en önemli kavram SAĞLIK...
TÜKENDİK...
Ebeler de tüm sağlık çalışanları gibi tükendi. Bunca emeğe rağmen bakanlığımızca söz verilen 3600 ek gösterge verilmedi, söylenildiği gibi ek ödeme verilmedi, maaşlar enflasyon karşısında eridi, açlık sınırında! Şimdi değilse ne zaman iyileşecek, umudumuz kalmadı...Ebeler, anne değilmi? Süt izni olan tüm kamu çalışanları idari izinli iken sağlık çalışanı neden süt iznini kullanamıyor?Kronik hastalığı olanlar, engelli olan meslektaşlarımızın izinleri neden idari amirlerin insiyatifinde? Tüm kamu çalışanları altı saat çalışırken, iki katı mesai yapan sağlık çalışanına izin yoksa neden maddi karşılığı verilmiyor? Şimdi değilse ne zaman?
İki yıldır ebeler haftası pandemi gölgesinde geçiyor. Birinci ikinci ve üçüncü basamakta hizmet veren meslektaşlarımız mevcut görevlerine eklenen yeni görevlerle mücadele ediyorlar. Sürekli hastalık etkenine maruz kalmak, tetikte beklemek, koruyucu ekipman ile saatlerle çalışmak, uzayan mesailer ile ruhen de bedenen de yorulmaktadırlar.Aile sağlığı merkezlerinde çalışan ebeler hemşireler pandemi ile yüklenen işlerden(grip aşısı, pnömoni aşısı, okul aşısı, filyasyon, triyaj,covit aşısı vb) asli görevlerini yerine getirecek zaman bulamamaktadırlar. Aşı tedarik, randevu arası uyumsuzluk nedeni ile kalabalıklara, mesafe ihlaline, yaşanılan gerginliklere şiddete maruz kalmaktadırlar. Mesleki risk ve bunca emeğe rağmen ne maddi ne de manevi karşılık görememektedirler. Hasta olan meslektaşlarını ziyaret etmek yerine iki kat çalışmak zorunda olan, vefat edip görev şehidi sayılmayan ve geride kalanlara sahip çıkılmaması herkesi karamsarlığa itmektedir.
Zaman zaman toplum normalleşmiş görünmekte, eğlenceler, toplantılara olmakta , iki yıldır çocuğuna sarılamayan, anne babasını kardeşini göremeyen sağlık çalışanı bu salgın ile yalnız bırakılmaktadır. Yıllık izin, hastalık izni, emeklilik, istifa gibi herşeyden feragat edip çalışan bizler yıllar önce olduğu gibi, köy köy gezip aşı yapan, çiçek hastalığını yenen, veremi yok eden meslektaşlarımız gibi, bu salgınıda yeneceğiz. Yetkililerin salgınla mücadelede birinci basamağın önemini hatırlayıp gereken önemi vermelerini sorunlarının çözümü için harekete geçmelerini bekliyoruz.Tükenmiş halde bulunan ebe ve hemşirelerin motivasyonunu artırıp katkılarını maksimize etmelerini umuyoruz. Salgın kontrolü için bireysel değil, toplumsal mücadelenin şart olduğu bilinmeli ve bunun için etkili adımlar atılmalıdır.
Koruyucu hizmet sunan alkışlanırken maddi manevi taktir edilirken bile gölgede kalan unutulan çoğunluğunu ebelerin oluşturduğu kıymetli aile sağlığı çalışanı arkadaşlarımın gününü kutluyorum. Meslek şehidi olanlara Allahtan rahmet diliyor saygı ile anıyorum. Hasta olanlara acil şifalar çalışanlara güç kuvvet diliyorum. Sağlıkla kalın...
Ayşegül Durgut
ASEF YÖNETİM KURULU Adına